Diyabet ve İnsülin Direncinde Beslenme

Diyabet

Halk arasında yaygın adı şeker hastalığı olarak bilinen diyabet; vücutta insülin hormonun yetersiz salgılandığı veya etkisiz olduğu durumlarda oluşan endokrin hastalığıdır.
3 türü bulunmaktadır.

● Tip-1 Diyabet

Genelde çocuk veya gençlik yaşlarında ortaya çıkar. Pankreas insülin salgısı üretemez. Kan şekeri sürekli yüksek düzeylerde seyreder. Dışarıdan insülin alınması zorunludur.

● Tip-2 Diyabet

Daha çok orta yaş veya yaşlı bireylerde ortaya çıkmaktadır. Pankreas insülin üretir ancak insülin yetersiz veya etkisizdir. Birçok çevresel faktörün etkisi olduğu gibi; şişmanlık ve aşırı karbonhidratlı besin tüketimi, yanlış beslenme tarzı riski arttıran faktörlerdir.

● Gestasyonel Diyabet

Gebelik ile başlayan veya gebelik sırasında ortaya çıkan, yüksek kan şekeri düzeyi ile seyreden bir karbonhidrat metabolizması bozukluğudur. Gebelik sonrası genellikle düzelir.

İnsülin Direnci

Hücrelerimiz bazen kan şekerini dengelemekle görevli olan “insülin hormonuna” cevap vermeleri gerektiği gibi cevap vermez ve sık acıkma, sürekli tatlı krizleri, yemek sonrası yorgunluk ve uyuklama gibi belirtiler ile kendini gösteren insülin direnci tablosuyla karşılaşır.

“Diyabet ve insülin direnci olan bireylerin tedavisinin en önemli temeli sağlıklı beslenmektir. Çünkü kan şekerini oluşturan asıl kaynak; besinlerdir. “
Öğün saatleri, öğün düzeni, tek başına tüketilmemesi gereken besinler, diyetin glisemik indeksi ve glisemik yükü gibi planlamalar diyabetli bireylerin sağlık durumlarını direkt olarak etkiler.

Diyabet ve insülin direnci olan kişilerin, sağlıklarını korumaları ve iyileştirebilmeleri için sağlıklı beslenme eğitimi almaları ve kendilerine özel beslenme programını uygulamaları gerekmektedir.

Diyetisyen Gülden Akdaş olarak diyabet diyetlerimde amaç; kişiye özel diyet planlaması ile bireyin kan şekerini dengelemek, sağlığını korumak, kişinin yaşam standartlarına uygun sağlıklı beslenmesini sağlamaktır.

Diyabet ve insülin direnci varlığında beslenmede dikkat edilecek başlıca noktalar;

● Günlük olarak alması gereken karbonhidrat, yağ ve protein dengesi iyi ayarlanmalıdır.
● 3 ana ve 2-3 ara öğün olacak şekilde beslenme planı oluşturulmalıdır. Az ve sık öğün tüketmek vücudun insüline duyduğu ihtiyacı azaltacaktır.
● Ana öğünlerinde kalsiyum kaynağı tüketimi şekeri dengelemek adına çok önemlidir. Her öğünde az yağlı yoğurt, az tuzlu ayran veya cacık tüketimi önemlidir. Kalsiyum kaynağı tüketmek kan şekerini stabil tutacak ani düşme veya yükselmeyi azaltacaktır.
● Öğünlerde yeterli lif, vitamin ve mineral alabilmek için salata tüketmeye özen gösterilmelidir.
● Glisemik indeksi düşük besinler tüketilmelidir. Beyaz ekmek yerine tam buğday ve çavdarlı ekmek, beyaz pirinç yerine bulgur veya kepekli makarna tüketilmelidir.
● Ara öğünlere protein ve karbonhidrat bir arada alınmalıdır. 1 adet taze meyve ve yoğurt tüketimi gibi.
● Haşlama, ızgara, fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.. Kızartmalardan uzak durmak gerekir.
● Katı yağlardan uzak durup, sıvı yağları tercih edilmelidir.
● Et içerikli yemeklere yağ ilavesi yapılmamalıdır.
● İç yağı, kuyruk yağı, salam, sosis, sucuk gibi şarküteri ürünleri tüketiminden kaçınmalıdır.
● Tereyağı, kızartılmış besinler ve basit şeker içeriği olan besinlerden uzak durulmalıdır.
● Kırmızı et yerine beyaz etleri(balık, tavuk vs.) tercih etmek gerekir.
● Haftada 1-2 kez bakliyat tüketmek önemlidir.
● Tuzu azaltmak gerekir. Salamura yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
● Paketli gıdalardan olabildiğince uzak durulmalıdır çünkü şeker ve tuz içerir.
● Tatlı, bisküvi, pasta, kek gibi basit şeker besinlerden olabildiğince uzak durulmalıdır.
● Börek veya simit gibi besinlerde beyaz un içerdiği unutulmamalı ve tüketiminden kaçınılmalıdır.
● Alkollü ve asitli içeceklerden uzak durmak gerekir.
● Yeterli su içmeye özen göstermek çok önemlidir.
● Fiziksel olarak aktif olup, gün içinde 30-40 dk tempolu yürüyüş yapmak kan şekerini kontrol altına almakta çok etkilidir



     

     
    Size Whatsapp ile ulaşmamı ister misiniz?